Dijitalleştikçe Bilgi Azalıyor, Geleceğimiz Kararıyor
Türkiye'de her geçen yıl kitap okuma ve bilgiye dair ayrıntı bulma azalmakta. Zamanla birlikte neredeyse herkes basite kaçmaya başladı. Ya internetten özet okuyorlar ya da birinden dinleyerek doğru mu değil mi tam emin olamadan inanıyorlar. Özellikle gençlerde bu daha baskın ve gençler zihinlerini kullanmayı azaltıyor bu da tembelliğe götürüyor. Eski yıllarda bilgiye ulaşım daha zordu ama insanlar daha bilgiliydi, o bilgiye zor da olsa okuyarak ona ulaşıp en ince ayrıntıya kadar okuyup öğreniyor, o bilgiyi veyahut bilgileri uzun süreli hafızaya aktarıyordu. Yıllar geçse bile akılda kalmasını sağlıyorlarken bugünlerde en ufak bir bilgi bile basitleştirilerek öğreniliyor. Bazı anlarda öğrenilmiyor bile, kitap okumak, kütüphaneye gitmek ve bunlara benzer nicesi, maalesef ki azalmakta. Gelecek yıllarda bunun daha da azalacağını düşünüyorum. Genç nesillerin her şeyde basite kaçma huyu kolay kolay azalamayacak gibi. Eğitimde de öğrenciler sınavlarda performansları azalttı.
Tüm öğrenciler değil, bazıları. Bazı genç insanlar zihinlerini fazla kullanıp ellerinden geleni yapıyor. Yüzyıllardır insanlar arasındaki bu farklılık oluyordu fakat son yıllarda tembelleşen, bilgiye özet olarak ulaşan insanların sayısı artmakta. Bu bahsettiğim gençlerin tembelliği onların her şeye hızlı ulaşması ve dijital ekranlarda kısa süreli şeylerle baş başa kalıp dikkat sürelerini kısaltmalarıyla da bağlantılı. Dikkat süreleri kısalıyor, bilgiye ulaşım için özeti kullanıyorlar. Evet özetler okunmalı ama her zaman değil. Belirli zamanlarda özet yerine uzun hali okuyarak bilginin saf haline ulaşılmalı. Hep aynı şey tekrarlanırsa o şeyin belirli bir anlamı kalmaz ve kısa süreli hafızada birkaç dakikalığına ya da birkaç saatliğine, günlüğüne kalıp unutuluyor. Ayrıyeten insanlar düşünmeyi de azalttı. Bir şey hakkında düşünmeye çalışıyorlar fakat beyinleri buna izin vermiyor. Zihin tembelliği ve zihnin geliştirilmemesiyle alakalı bunun sebebi.
Beyin kitap okuyup, bilgileri alıp, onları uzun süreli hafızaya aldıkça gelişiyor. Gelişebilen bir organ. İnsanların bu organı düzgün kullanmaya devam etmesi gerek ki geleceği daha düzgün kılalım. Maalesef ki ülkemizde yılda ortalama 7.2 kitap okunmaktadır. Türkiye nüfusunun % 31'i hiç kitap okumamaktadır. Kadınlarda ve erkeklerde kitap okuma oranı eşit olsa da bazı araştırmalara göre her on bir Türk'ten biri kitap okuyor, yıllık ortalama ise Türkiye'de 10 yılda bir kitap olacak şekilde. Yok denecek kadar az. Kitaplar kitapçılarda kalıyor ya da depoya kaldırılıyor. Alınan kitap türleri hep daha toplumdaki genç nesillerin zihin dünyasına, hayal dünyasına adapte olmuş şekilde. Zihni geliştirecek bir bilgi birikimi pek barındırmıyor. Eski zamanlara ait olan bilgiler ve kitaplar her bakımdan insana daha çok şey katabiliyor. Ansiklopediler özellikle, geçmişten günümüze her şeyi en ince ayrıntıyla barındırmayı başarabilen en güzel şey olduğunu düşünüyorum. O zamanlara dair anıları, hisleri, olanları hepsinden rahat şekilde barındırır. Toplumun bilgi bakımından zayıflamaması gerekiyor hiçbir ülkede. Bilgiler sayesinde bugünlere geldik ve geleceğe gidebileceğiz. Bizi bugünlere getiren şeyi azaltırsak geleceğimiz karanlıklar altında yok olur.