Marmara Bölgesi İçin Korkutan Deprem Uyarısı: 11 İl Etkilenecek
Trakya Üniversitesi'nin düzenlediği afet çalıştayında, Marmara Bölgesi'nin tarihi deprem geçmişi ve olası bir büyük depremin etkileri masaya yatırıldı. Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Marmara'nın 2 bin yıllık deprem geçmişine dikkat çekerek, olası bir büyük depremin bu bölgedeki 11 ili doğrudan etkileyeceğini açıkladı.
Marmara Bölgesi'nde Risk Altında Olan 11 İl
Prof. Dr. Eyidoğan, İstanbul, Tekirdağ, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir ve Çanakkale gibi Marmara Denizi çevresindeki kıyı illerinin yanı sıra, bölgedeki diğer illerin de büyük bir deprem riskiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı. Olası bir depremin yalnızca yerel değil, tüm ülke için büyük bir tehdit oluşturacağı uyarısında bulundu.
Ekonomik ve Demografik Tehdit
Marmara Bölgesi, Türkiye'nin en yoğun nüfuslu ve ekonomik olarak en güçlü bölgelerinden biri. Eyidoğan, bölgenin gayri safi milli hasılanın %50'sini sağladığını hatırlatarak, büyük bir depremin sadece can kayıplarına değil, aynı zamanda büyük ekonomik tahribata yol açabileceğini belirtti. Bu durum, sadece bölgesel değil, ulusal çapta da bir "beka sorunu" olarak değerlendiriliyor.
Afet Bilinci ve Önlemler
Prof. Dr. Eyidoğan, toplumun afet farkındalığının arttırılması gerektiğini vurgulayarak, yerel yönetimler, üniversiteler ve kamu kurumlarının koordineli bir şekilde çalışması gerektiğini belirtti. Ayrıca, kentsel dönüşüm projeleri ve binaların güçlendirilmesi gibi önlemlerin depreme dayanıklı bir yapı stokunun oluşturulmasında kritik öneme sahip olduğunu ifade etti.
Toplum Temelli Çalışmaların Önemi
Afet risklerinin azaltılması için toplum temelli çalışmalara yönelmenin daha etkili sonuçlar doğuracağını belirten Eyidoğan, halkın bu konuda bilinçlendirilmesinin önemine dikkat çekti. Marmara Bölgesi'nde afet hazırlıklarının hızlandırılması gerektiğini söyleyen uzman, bireysel ve kurumsal sorumlulukların altını çizdi.
Marmara Bölgesi için yapılan bu uyarılar, olası bir büyük depreme karşı hazırlıklı olunması gerektiğini gösteriyor. Hem bireylerin hem de kurumların bu konuda daha fazla sorumluluk alması gerektiği aşikar.