Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü'nün, Ülkü Ocakları ile okullarda genel, mesleki ve teknik kurslar düzenlemesi için protokol imzaladığı ortaya çıktı. Bu protokol, kısa süre içinde eğitim camiasında büyük tartışmalara yol açtı. Özellikle muhalefet, bu anlaşmayı sert bir şekilde eleştirerek, eğitimde politik müdahalenin arttığı endişesini dile getirdi.
Eğitim Sen, protokole karşı dava açma kararı alırken, CHP de bu gelişmeye kayıtsız kalmadı. Parti, hem genel merkezde hem de yerel örgütlerinde yapılan açıklamalarla durumu protesto etti. Eğitimde ideolojik müdahale ile ilgili endişelerini dile getiren muhalefet, protokolün eğitim kurumlarına zarar vereceğini savundu.
CHP'den Sert Tepki: “Eğitim Kurumlarına Siyasi Yapıların Girmesi Kabul Edilemez”
CHP'nin eğitim politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, partinin milletvekilleri ve örgüt üyeleriyle birlikte Ankara İdare Mahkemeleri önünde bir basın açıklaması yaptı. CHP'nin 'gölge kabinesi' tarafından yapılan açıklamada, iktidarın bu adımına karşı güçlü bir duruş sergilendi.
Özçağdaş, protokolün imzalanmasının ardından yaptığı açıklamada, "İktidarın küçük ortağı MHP'nin gençlik örgütlenmesi olarak bilinen ve pek çok suçla anılan bir vakfın eğitim kurumlarına girmesi, büyük bir tehlikedir" dedi. Bu açıklamalar, Ülkü Ocakları'nın geçmişteki eylemleri ve eğitimle ilgili yürüttüğü faaliyetler üzerindeki endişeleri tekrar gündeme getirdi. Özçağdaş, protokolün eğitimi siyasi amaçlarla şekillendirmeye yönelik bir girişim olduğunu vurgulayarak, "Eğer MEB, CHP ile de böyle bir protokol imzalamış olsaydı, bu da büyük bir yanlış olurdu" şeklinde konuştu.
Eğitim Kurumlarında Siyasi Etkinlik Yürütülmesi Endişesi
CHP ve Eğitim Sen'in açıklamalarındaki ortak nokta, eğitimde siyasal müdahalenin tehlikeli boyutlara ulaşmasıydı. Bu tür anlaşmaların eğitimde tarafsızlık ilkesine zarar verdiğini savunan muhalefet, "Eğitim kurumları, hiçbir siyasi partinin veya yapının eğitim faaliyetleri yürütmesi için alan olmamalıdır" ifadesini kullandı.
Açıklamanın devamında, eğitim sistemine yönelik dış müdahalelerin sadece bireysel eğitim süreçlerine değil, ülkenin geleceğine de zarar vereceği vurgulandı. Ayrıca, özellikle Ülkü Ocakları'nın eğitim alanında etkinlik göstermesi durumunda, bu yapıların ideolojik bir biçimde öğrencilere etki etme fırsatı bulacağı kaygısı dile getirildi.
Siyasi Partiler ve Eğitim Kurumları Arasındaki Sınır
CHP'nin açıklamalarında, sadece MHP'nin desteklediği Ülkü Ocakları'nın değil, hiçbir siyasi partinin eğitim kurumlarında eğitim verme faaliyetinde bulunamayacağına dikkat çekildi. "Eğitim, tüm partilerin dışında, bağımsız ve tarafsız bir şekilde yürütülmelidir" diyen Suat Özçağdaş, partisinin bu konuda taviz vermeyeceğini belirtti.
Özçağdaş, açıklamanın sonunda, "Eğitim kurumları, ülkenin dört bir yanında tüm çocuklar için eşit ve kaliteli eğitim sunmakla yükümlüdür. Ancak bu protokol, eğitimdeki fırsat eşitsizliğini arttıracak ve öğrencileri ideolojik bir eğitimle şekillendirme amacını güdecektir" dedi.
Eğitim Sen de Dava Açtı
Tartışmaların büyümesi üzerine Eğitim Sen, protokole karşı hukuki mücadele başlatmak için Ankara'da dava açma kararı aldı. Eğitim Sen'den yapılan açıklamada, "Cinayetlerle anılan bir yapının yaygın eğitim faaliyeti yürütmesi, kaygı verici ve kabul edilemez bir durumdur" denildi. Sendika, protokolün iptal edilmesi ve bu tür uygulamaların eğitim dünyasında yer bulmaması gerektiğini savundu.
