CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Saraçhane'deki tarihi buluşmada açıkladığı boykot listesinin ilk sırasında yer alan kahve zinciri Espressolab, kamuoyunu şaşırtan bir açıklama yaptı. "Biz neden boykot ediliyoruz, anlamadık" başlığıyla yayınlanan yazılı açıklamada, markanın herhangi bir siyasi bağlantısının olmadığı ve tamamen Kocadağ ailesine ait bir şirket olduğu vurgulandı.
"Siyaset Değil, Kahve Yapıyoruz"
Espressolab'ın açıklamasında, "Global devlerin domine ettiği kahve sektöründe ilk kez bir Türk girişimi bu ölçekte büyümüş ve dünya sahnesine çıkmıştır" ifadeleri kullanıldı. Şirket, siyasetle değil, kahve üretimiyle ilgilendiğini belirterek, kapılarının herkese açık olduğunu vurguladı. Ancak, bu açıklama, CHP lideri Özel'in boykot çağrısının nedenleri ve markanın siyasi arenadaki geçmişiyle ilgili tartışmaları dindirmeye yetmedi.
Espressolab'ın Hızlı Yükselişi ve Siyasi Bağlantılar İddiaları
Espressolab'ın sahibi Esat Kocadağ'ın aynı zamanda Sütiş'in de sahibi olması, dikkatleri bu iki markanın hızlı büyüme sürecine çevirdi. Sütiş'in büyümesinde, eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, Sütiş'in kurucusu Mevlüt Kocadağ ile kuzen olmasının etkili olduğu iddiaları, siyasi bağlantıların markaların yükselişindeki rolü hakkında soru işaretleri yarattı.

Erdoğan ve Bahçeli'nin Espressolab Ziyareti: Reklam mı, Tesadüf mü?
Espressolab'ın Türkiye genelindeki bilinirliğinin artmasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 2020'deki Ayasofya açılışı sonrası gerçekleştirdikleri ziyaretin önemli bir rol oynadığı düşünülüyor. Basın mensuplarının eşliğinde Espressolab'da kahve içen Erdoğan ve Bahçeli'nin bu ziyareti, markanın reklamı olarak yorumlandı. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın da Sakarya ziyareti kapsamında Espressolab'ı ziyaret etmesi ve bu ziyaretin haberlerde markanın adının vurgulanarak verilmesi, markanın siyasi figürlerle olan ilişkisi hakkındaki spekülasyonları artırdı.
Boykotun Ardındaki Siyasi Mesaj
CHP lideri Özgür Özel'in Espressolab'ı boykot listesinin ilk sırasına yerleştirmesi, markanın siyasi bağlantıları ve iktidara yakınlığı iddiaları üzerinden okunuyor. Özel'in "Bizi görmeyeni biz de yok sayıyoruz" sözleri, bu boykotun sadece ekonomik bir tepki değil, aynı zamanda siyasi bir mesaj olduğunu gösteriyor.
Espressolab'ın "Neden boykot ediliyoruz, anlamadık" şeklindeki açıklaması, markanın siyasi arenadaki konumunu ve boykotun nedenlerini netleştirmekten uzak. Ancak, bu olay, Türkiye'deki markaların siyasi bağlantılarının ve tüketici davranışları üzerindeki etkisinin tartışılmasına yol açtı.
