İki dernek, bu dava ile Çeşme'nin betona teslim edilmesine karşı direnmeye kararlı olduklarını ve bölgede yer alan 400 dönümlük araziyi korumak için tüm yasal haklarını kullanacaklarını belirtiyor. Yapılaşma planlarının, bölgenin benzersiz doğal yapısına zarar vereceği konusunda uyarılarda bulunan çevre savunucuları, bu planların çevreyi koruma ilkesine tamamen aykırı olduğunu ifade ediyorlar.
Aya Yorgi Koyu'na Beton Tehdidi
Açıklamada, özellikle Aya Yorgi Koyu'nun doğal dokusunun kaybolma riski taşıdığına dikkat çekiliyor. Dünya çapında önemli bir doğal alan olarak kabul edilen ve TIME dergisi tarafından "görülmesi gereken 20 yer" arasında gösterilen Aya Yorgi, şimdi betonlaşma tehdidiyle karşı karşıya. Dernekler, bu güzelliklerin yok olmasına izin vermemek için kararlı olduklarını belirtiyor.
Çevre Savunucuları ve Vatandaşlardan Destek Bekleniyor
ÇEŞCEP ve GÜDODER yetkilileri, bu davanın sadece derneklerin mücadelesi olmadığını, tüm Çeşme halkının ve çevre savunucularının desteğine ihtiyaçları olduğunu vurguluyor. "Çeşme için yaratabileceğimiz her olumlu fark, koruyup kurtarabileceğimiz her karış toprak için mücadeleye devam edeceğiz," diyerek kararlılıklarını dile getiren yetkililer, çevreyi koruma mücadelesinin toplumsal bir sorumluluk olduğunu ifade ediyor.
Doğal ve Tarihi Zenginlikler Tehlikede
Aya Yorgi ve Dalyan koyları, Çeşme'nin en değerli doğal ve tarihi bölgelerinden biri. Ancak, bu bölgelerde yapılacak olan imar değişiklikleri, çevre savunucularının direnişiyle karşı karşıya. Bu süreçte, mahkeme kararı, Çeşme'nin geleceği için kritik bir rol oynayacak. Eğer başarılı olurlarsa, bu dava, bölgede yapılaşmanın önüne geçilmesini sağlayacak önemli bir adım olabilir.
Betonlaşmaya karşı verilen bu mücadele, sadece bir yasal süreç değil, aynı zamanda Çeşme'nin geleceği için verilen bir yaşam mücadelesi.