Ahmet İyimaya’nın Vefatı: Taziye Mesajları ve Cenaze Töreni
Ahmet İyimaya’nın ani ölümü, sadece siyaset dünyasında değil, ülke genelinde büyük bir üzüntü yarattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, taziye mesajında onun "milletimize hizmet yolunda uzun yıllar birlikte çalıştığı, dava arkadaşı" olduğunu vurguladı. Bu mesaj, İyimaya’nın AK Parti çatısı altında geçirdiği yılların önemini bir kez daha hatırlattı.
Cenazesi, 10 Ocak 2025’te Kocatepe Camii’nde kılınan ikindi namazının ardından, Gölbaşı Mezarlığı’nda defnedildi. Törene, siyaset dünyasından birçok önemli isim, ailesi, sevenleri ve vatandaşlar katıldı. Cenazede gözler, uzun yıllar omuz omuza çalıştığı isimlerin İyimaya’yı son yolculuğunda uğurlarken yaşadığı derin hüznü yansıttı.
Siyaset ve Hukukun Buluştuğu Bir Hayat
Ahmet İyimaya’nın hikayesi, yalnızca siyasetten ibaret değil. 1950 yılında Amasya’nın Yuvaköy’ünde doğan İyimaya, eğitim hayatına olan bağlılığıyla öne çıktı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni birincilikle bitiren İyimaya, bu başarısıyla hukuk dünyasında kısa sürede tanınır hale geldi.
Hukuk kariyerine Ankara Barosu’na bağlı olarak serbest avukatlık yaparak başlayan İyimaya, yalnızca savunma değil, akademik çalışmalarıyla da adından söz ettirdi. Özellikle sorumluluk hukuku ve siyaset hukuku alanlarında yayımladığı kitaplar ve makaleler, onun bir düşünce insanı olarak da değerini ortaya koyuyordu.
Siyasi Kariyerinin Dönüm Noktaları
Ahmet İyimaya’nın siyasetteki yükselişi, Türk siyasetinin önemli dönüşümlerine tanıklık ettiği bir döneme denk geldi. İlk olarak Doğru Yol Partisi’nden (DYP) 20. ve 21. dönem Amasya Milletvekili olarak Meclis’e giren İyimaya, daha sonra AK Parti’ye katılarak siyaset sahnesindeki yerini sağlamlaştırdı.
23, 24, 25 ve 26. dönemlerde Ankara Milletvekili olarak görev yapan İyimaya, Meclis’in önemli komisyonlarında görev aldı. Özellikle Adalet Komisyonu Başkanlığı sırasında, Türkiye’deki birçok yasal düzenlemede kritik roller üstlendi. Ayrıca, Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeliği, onun Türk hukuk sistemine katkılarının bir başka önemli göstergesiydi.
Röportajları ve Türkiye’ye Bakışı
Ahmet İyimaya’nın siyasetteki varlığı, yalnızca yasama faaliyetleriyle sınırlı kalmadı. 2 Nisan 2024’te Serbestiyet’e verdiği röportaj, onun Türkiye’nin siyasi ve toplumsal dönüşümüne olan bakış açısını bir kez daha gündeme getirdi.
31 Mart yerel seçim sonuçlarını değerlendirirken, Türkiye’de "sosyolojik bir değişim yaşandığını ve toplumun kibir ile egosantrik yaklaşımlardan uzaklaşmak istediğini" ifade etti. Bu sözler, yalnızca seçimlere değil, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğine dair güçlü bir analiz niteliğindeydi.
Hastalığı ve Son Günleri
Ahmet İyimaya’nın sağlığı, özellikle son yıllarda bir dizi zorlukla karşı karşıya kaldı. 2012 yılında geçirdiği anjiyo ve ardından tıkalı damarına stent takılması, sağlık sorunlarının başlangıcı oldu. Ancak buna rağmen, aktif bir şekilde siyasetteki varlığını sürdürdü.
Vefatının ardından, ölüm nedeni hakkında resmi bir açıklama yapılmamasına rağmen, İyimaya’nın uzun süredir çeşitli sağlık sorunlarıyla mücadele ettiği biliniyordu. Sevenleri, onun son günlerinde dahi hukuka ve siyasete olan tutkusundan ödün vermediğini belirtiyor.
Bir Devrin Kapanışı
Ahmet İyimaya, Türk siyasetinde ve hukuk dünyasında bir devri kapatan isimlerden biri olarak anılacak. Vefatı, yalnızca bir siyasetçinin kaybı değil, aynı zamanda bir düşünce insanının vedası olarak değerlendiriliyor. Ancak onun mirası, özellikle hukuk alanında yazdığı eserler ve Türkiye’nin siyasal dönüşümüne olan katkılarıyla yaşamaya devam edecek.
Ahmet İyimaya’nın hayat hikayesi, yalnızca siyasi kariyeriyle değil, aynı zamanda ailesine olan bağlılığı, hukuk alanındaki derin katkıları ve ardında bıraktığı güçlü mirasıyla da dikkat çekiyor. Part 1’de, onun siyasetteki yolculuğuna ve vefatına kadar olan süreçleri ele almıştık. Şimdi, bu hikayenin insani boyutuna, ailesine ve ardında bıraktığı izlere odaklanıyoruz.
Aile Hayatı: Ailesine Adanmış Bir Ömür
Ahmet İyimaya, her ne kadar hukuk ve siyaset dünyasında yoğun bir kariyere sahip olsa da ailesine olan sevgisi ve bağlılığıyla da biliniyordu. Evli ve üç çocuk babası olan İyimaya, ailesini her zaman hayatının merkezine koydu. Özellikle çocuklarıyla olan ilişkisi, çevresindeki insanlar tarafından "örnek bir baba" olarak tanımlanmasına neden oldu.
Siyasetin yoğun temposuna rağmen, ailesine zaman ayırmaya özen gösterdiği biliniyordu. Çocuklarının eğitimine büyük önem veren İyimaya, onların da aynı değerlerle büyümesini sağladı.
Hukuka Adanmış Bir Hayat
Ahmet İyimaya’nın hukuk kariyeri, yalnızca bir avukat olarak değil, aynı zamanda bir akademisyen ve düşünce insanı olarak da dikkat çekti. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni birincilikle bitirmiş olması, onun bu alandaki başarısının ilk sinyalleriydi.
Hukuk alanında yayımladığı eserler, sadece Türkiye’de değil, uluslararası platformlarda da ilgi gördü. Sorumluluk hukuku ve siyaset hukuku konularında yazdığı kitaplar ve makaleler, hukuk dünyasında önemli bir referans kaynağı haline geldi. Özellikle, TBMM Adalet Komisyonu Başkanlığı sırasında şekillendirdiği yasal düzenlemeler, Türkiye’nin hukuk sistemine olan katkılarının bir göstergesiydi.
Anayasa Uzlaşma Sürecindeki Rolü
Türkiye’nin anayasa yapım süreçlerinde kritik roller üstlenen İyimaya, Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeliği sırasında yaptığı çalışmalarla da hatırlanıyor. Bu süreçte, farklı siyasi partilerle uyum içinde çalışarak, Türkiye’nin anayasal düzenine katkı sağlamayı hedefledi.
Adalet Komisyonu Başkanı olarak görev yaptığı dönemde, hukuk sisteminin modernize edilmesi için birçok reforma imza attı. Onun adı, özellikle adalet ve anayasa reformlarıyla özdeşleşti.
Bir Fikir İnsanının Görüşleri
Ahmet İyimaya, sadece bir siyasetçi ya da hukukçu değil, aynı zamanda bir fikir insanıydı. Gerek TBMM kürsüsünde yaptığı konuşmalarda, gerekse röportajlarında, derin analizleri ve vizyoner bakış açısıyla dikkat çekiyordu.
2 Nisan 2024’te verdiği röportaj, onun Türkiye’nin sosyolojik dönüşümüne olan keskin bakışını ortaya koyuyordu. “Toplum kibir ve egosantrik yaklaşımları artık istemiyor.” Bu sözleri, yalnızca bir seçim analizinden öte, Türk siyaseti için bir yol haritası niteliğindeydi.
Vefatının Ardından Bıraktığı İzler
Ahmet İyimaya’nın ani vefatı, hukuk ve siyaset dünyasında derin bir boşluk yarattı. Ancak onun eserleri ve fikirleri, gelecekte de hatırlanmaya devam edecek. İyimaya’nın mirası, yalnızca bir siyasetçinin mirası değil, aynı zamanda bir düşünce insanının ardında bıraktığı bir rehberdir.
Vefatından sonra pek çok taziye mesajı yayımlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra, muhalefet liderleri ve hukuk dünyasının önemli isimleri de İyimaya’nın Türk siyasetine ve hukuk sistemine olan katkılarını vurguladı. Bu mesajlar, onun sadece kendi partisinin değil, tüm Türkiye’nin siyaset sahnesinde bir değer olduğunu gözler önüne serdi.
Mirası: Bir Nesile İlham
Ahmet İyimaya’nın mirası, yalnızca yazılı eserleriyle değil, aynı zamanda yetiştirdiği genç hukukçular ve siyasetçilere olan etkisiyle de devam ediyor. Onun hayatı, hukuk ve siyasette kariyer yapmak isteyen gençler için bir rehber niteliğinde.
İyimaya’nın şu sözü, onun hayata ve siyasete bakışını özetliyor:
“Hukuk, insan onurunun en büyük savunucusudur. Adalet olmadan, ne bir devlet ne de bir toplum ayakta kalabilir.”
Ahmet İyimaya, siyasetin ötesine geçen bir isimdi. Onun hikayesi, sadece bir siyasetçinin değil, aynı zamanda bir hukukçunun, bir babanın ve bir düşünce insanının hikayesiydi.
Bir devrin kapanışı gibi görünen bu veda, aslında onun mirasının bir başlangıcıdır. Türk siyaseti ve hukuk sistemi, Ahmet İyimaya’nın katkılarıyla şekillenmeye devam edecek.
