Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nden bilim insanları, İzmir Körfezi’nde yaşayan balıkların mikroplastik kirliliğine maruz kaldığını ortaya koyan kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırma, körfezde sıkça avlanan mırmır, barbun, çipura, kırlangıç, levrek, mercan, kefal, istavrit, sardalya, uskumru ve tirsi gibi balık türlerine odaklanarak, bu canlıların sindirim sistemlerinde mikroplastik parçacıklarının varlığını tespit etti.
Mikroplastik Oranı Endişe Verici Seviyede
Araştırmanın sonuçlarına göre, balıkların sindirim sistemlerinde bulunan mikroplastik parçacıklarının büyüklükleri 101 ile 4.901 mikrometre arasında değişiyor. Türler arasındaki oranlar incelendiğinde, kefal balıklarının yüzde 55’inde, uskumruların yüzde 50’sinde, istavritlerin yüzde 42’sinde ve çipuraların yüzde 41’inde mikroplastik tespit edildi. Diğer türlerde de benzer oranlar gözlemlendi, bu da denizdeki plastik kirliliğinin balık popülasyonları üzerinde ciddi bir tehdit oluşturduğunu gösteriyor.
Mikroplastiklerin Renk Analizi
Araştırmada, mikroplastiklerin renklerine göre dağılımı da incelendi. Siyah mikroplastikler yüzde 64,9 ile en yaygın tür olarak öne çıktı. Onu yüzde 10,4 ile kırmızı, yüzde 9,1 ile mavi, yüzde 7,8 ile yeşil ve yüzde 6,5 ile beyaz mikroplastikler izledi. Şeffaf mikroplastikler ise yüzde 1,3 oranında tespit edildi. Bu sonuçlar, denizlerdeki plastik kirliliğinin yalnızca miktarını değil, aynı zamanda çeşitli türlerini de ortaya koyarak durumun ciddiyetine dikkat çekiyor.
Deniz Ekosistemine Plastik Atıkların Etkisi
Araştırmayı yürüten Prof. Dr. Kenan Gedik, plastik kirliliğinin deniz ekosistemine verdiği zararların altını çizdi. Her yıl dünya genelinde denizlere yaklaşık 20 milyon ton plastik atığın bırakıldığını belirten Gedik, bu durumun balıklar ve diğer deniz canlıları için ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. Plastik üretiminin 2040 yılına kadar iki katına çıkacağı öngörüsü, bu tehdidin daha da büyüyeceğini işaret ediyor.
Balıkların Sağlığı ve Ekosisteme Etkileri
Mikroplastiklerin balıkların sindirim sistemlerini tıkayabileceğine ve bunun sonucunda besin emiliminde bozulmalara neden olabileceğine dikkat çeken Prof. Gedik, bu durumun balıkların büyümesini ve genel sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti. Ayrıca, mikroplastiklerin üzerindeki kirleticilerin besin zinciri boyunca taşınarak diğer canlı türlerine ve nihayetinde insanlara zarar verebileceği uyarısında bulundu.
Mikroplastik Kirliliğine Karşı Çözüm Önerileri
Prof. Gedik, mikroplastik kirliliğiyle mücadele için plastik üretiminin en az yüzde 40 oranında azaltılması gerektiğini belirtti. Bu konuda bireysel çabaların yanı sıra yasal düzenlemelerle desteklenen kapsamlı bir strateji geliştirilmesinin şart olduğunu vurguladı. Geri dönüşüm, plastik kullanımını minimize eden politikalar ve çevre bilinci oluşturacak eğitim kampanyaları bu mücadelenin temel taşlarını oluşturabilir.
Denizlerimiz İçin Acil Önlem Çağrısı
İzmir Körfezi’nde yapılan bu çarpıcı araştırma, denizlerdeki plastik kirliliğinin yalnızca çevreye değil, aynı zamanda insan sağlığına olan potansiyel zararlarını da bir kez daha gözler önüne serdi. Araştırmacılar, bu sorunun daha geniş kitlelere duyurulması ve etkili önlemler alınması gerektiğini belirterek, hem bireysel hem de toplumsal farkındalık oluşturmanın önemine dikkat çekti.