İzmir Haberleri Siyaset İmamoğlu’ndan Sert Açıklamalar! Turbun Büyüğü Açıklaması..

İmamoğlu’ndan Sert Açıklamalar! Turbun Büyüğü Açıklaması..

Ekrem İmamoğlu, İstanbul’daki basın toplantısında Kartalkaya faciası ve Türkiye’deki hukuksuzluklara karşı sert eleştirilerde bulundu. Siyasi iktidarın adalet ve yargı bağımsızlığına dair açıklamaları, gündemi sarstı!

7 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Haberleri

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün İstanbul Saraçhane Başkanlık Binası’nda düzenlediği basın toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Toplantının merkezinde, son dönemde yaşanan hukuksuzluklar ve kamuoyunda tartışma yaratacak olaylar yer aldı. İmamoğlu, Türk siyasetinin en kritik dönemlerinden birinde, halkın güvenini kazanma adına sorumluluk taşıyan siyasi aktörlerin, çeşitli facia ve felaketlere ilişkin tutumlarına dair sert eleştirilerde bulundu.

Kartalkaya Faciası ve Sorumluların Cezalandırılması Talepleri

İmamoğlu, açıklamalarına Kartalkaya’da yaşanan ve büyük üzüntüye yol açan facianın sorumlularının adalet önüne çıkmasını talep ederek başladı. "Kartalkaya’daki facia konusunda sorumluların cezalandırılmasını bekliyoruz," diyen İmamoğlu, felaketin hemen ardından bazı siyasi aktörlerin bu trajediyi siyasallaştırmaya çalıştığını belirterek, "Yetkilerin sahibi olmak için yanıp tutuşanların sorumluluk almak konusunda aksi yönde davranması pes dedirtiyor," ifadelerini kullandı.

Siyasi Aktörlerin Kimi Zaman Hukuk Dışı Tavırları

İmamoğlu'nun gündeme getirdiği bir diğer önemli konu ise siyasetin adaletin önüne geçmesiydi. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’a yönelik medya üzerinden yapılan hakaret ve suçlamaları sert bir dille kınayan İmamoğlu, "Medya üzerinden hakaret edenleri, suçlu ilan edenleri ve yine bildik oyunlarla sorumluluklardan kaçma girişimlerini en üst perdeden kınıyorum," dedi. İmamoğlu, facianın yaşandığı günlerde, siyasetin gündemi başka yönlere çekmek için fırsat kolladığını ifade ederek, "Bolu’daki yangın faciası esnasında AK Parti’nin Ankara kongresinin devam etmesi, skandal bir durumdur," şeklinde konuştu. İmamoğlu, bu durumun "vicdansızlık" olarak nitelendirilebileceğini de sözlerine ekledi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın Gözaltı ve Tutuklanması

Toplantının en dikkat çeken açıklamalarından biri de, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasıydı. İmamoğlu, Özdağ’ın tutuklanmasının Türkiye’de siyasi hareketlerin nasıl askeri darbe dönemindeki gibi şekillendiğini gözler önüne serdiğini söyledi: "Ne yazık ki Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ tutuklandı. Bunlar ancak askeri darbe döneminde yaşanan olaylardı ve o günleri hiçbirimiz hatırlamak dahi istemiyoruz." İmamoğlu, Özdağ ve HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş'a yönelik devam eden hukuksuzlukların sona ermesini talep ederek, "Bu hukuksuzluğun artık sona erdirilmesi gerek," dedi.

Siyasi İktidarın Toplumsal Barışa Darbe Vurması

İmamoğlu, Türkiye’deki siyasi iktidarın, toplumun birlik ve beraberlik içinde yaşamasına engel olduğunu ifade etti. Ülkenin mevcut ekonomik zorlukları ve güvenlik problemleriyle karşı karşıya olduğunu belirten İmamoğlu, "Gençlerimiz mülakatlarda eleniyor. Geleceklerini yurt dışında arıyor. Çeteler yeni doğan bebeklerimizin canına kıyıyor. Kadınlarımız sokaklarda korkuyla geziyor," dedi. Aynı zamanda, iktidarın bu durumu kabullenmeyip, sorumluluktan kaçtığını vurgulayan İmamoğlu, hükümetin hiçbir zaman sorumlu kabul etmediğini ve tüm bu olguların karşısında her zaman "yargı bağımsızdır" söylemini tekrar ettiğini belirtti.

Türkiye'de Hukukun Bağımsızlığına Dair Sert Eleştiriler

Basın toplantısında, yargı bağımsızlığına dair de sert eleştirilerde bulunan İmamoğlu, Türkiye'de artık özerk ve bağımsız kurumların kalmadığını savundu. "Türkiye’de bağımsız özerk kurum kaldı mı diye gidin vatandaşlarımıza sorun. Emin olun ki vatandaşlarımızın büyük bir kısmı kalmadı diyecektir," diyen İmamoğlu, yargının günümüzde siyasi ikballer uğruna kullanıldığını ve bu durumun hukuk güvenliğini zedelediğini belirtti.

Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın Tutuklanması

Son olarak, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın tutuklanmasına da değinen İmamoğlu, bu tür hukuksuz operasyonların bir zincir halini aldığını vurguladı. "Bunlar yargının bağımsız olmadığının kanıtıdır," dedi.

İmamoğlu'nun açıklamaları, İstanbul ve Türkiye gündemini meşgul eden bir dizi hukuksuzluk ve siyasi manipülasyonu ortaya koydu. Belediye başkanının, bu tür hukuksuzlukların sadece kendilerini değil, tüm halkı etkileyen sonuçlar doğurduğunu belirterek yaptığı bu açıklamalar, Türkiye’nin siyasi atmosferinde yeni tartışmalara yol açacağa benziyor.

“HEYBEDEKİ TURBUN ADI...”

Bilirkişi olmayan şeyleri rapora yazdı, mahkeme de bunun yer aldığı iddianameyi kabul etti. Olmayan raporların, imzasız raporlarla insanların nasıl suçlandığını, tutuklandığını sizlerle paylaşacağım. Lafla, dedikoduyla değil, belgeleriyle paylaşacağım.

Olmayan rapor savcı iddianamesine girdi. Olmayan rapor savcılık iddianamesine nasıl girdi? Avukatlarımız raporun olmadığını ispat etti ancak buna rağmen iddianameye girdi. Heybedeki turpun adı S.B. Arkasında çok güvendiği kişiler var. Yeni bilirkişi raporu geldi.

Bütün CHP Davalarının Bilirkişisi!

8 binden fazla bilirkişi olan S.B, İstanbul'da bütün CHP belediyelerinin davalarının bir bilirkişiye verildiği idda edildi. .Beşiktaş ve Esenyurt Belediyesi operasyonlarında da bu bilirkişi ortaya çıkmış. 

Olmayan bir raporu yazmış gibi göstererek adli makamları yanıltmaya yönelik girişimi nedeniyle bilir kişi Satılmış Bey ile ilgili suç duyurusunda bulunmasını mahkemeye ilettik. Mahkeme bu talebe cevap bile vermedi.

Cevap bile vermedi. Diyorum ya arkası sağlam, korunaklı bir yerde. Danıştay'ın 5 yüksek yargıcı yerine bilirkişi Satılmış Bey'e itibar edilince mahkemeye doğal olarak itiraz ettik. Mahkeme yeni bir bilirkişi grubu oluşturdu.

Sayıştay denetçisi olarak görev yapmış 3 kişilik uzman bilir kişi heyeti konuyu inceledi. Yeni rapor tümüyle benim ve arkadaşlarımın lehine çıktı. Yani bu kez muhasebe kökenli Satılmış Bey değil 3 emekli Sayıştay denetçisinden oluşan devlet ciddiyetini bilen kişiler raporlar hazırladı. Bu raporun ardından mahkeme dedi ki iki rapor birbiriyle çelişiyor.

O zaman bir üçüncü bilirkişi raporu isteyelim. Mahkeme yine bu kez başka üç emekli Sayıştay denetçisinden bilirkişi raporu istedi. Yeni bilirkişi raporu geldi. Rapor yine benim ve arkadaşlarımın lehine çıktı. Raporlarda ne diyor biliyor musunuz? Ekrem İmamoğlu'nun ihalede bir sorumluluğu olmadığı gibi ihalede yanlış bir işlem yapılmamış ve kamuyu kara geçiren uygulama yapılmıştır.

Sayıştay'dan emekli 6 denetçi bizi haklı buldu ama bir tek Satılmış Bey haklı bulamadı. Sanırım buraya kadar anlattıklarımla Satılmış Büyükcanayakın isimli bilirkişi arkadaşın profili hakkında aklınızda bir şeyler şekillenmiştir.Düşünsenize adam mahkemeyi aldatacak kadar cesur. Olmayan rapordan bahsedecek kadar gözü kara. Normalde böyle bir şeyi bilirkişinin yapması halinde o bilirkişinin ehliyeti iptal edilir.

Öyle değil mi? Ama öyle olmadı. Satılmış Bey'e bu cengaverliği nedeniyle yeni vazifeler ve sorumluluklar verildi. Yani ödüllendirildi. Verilen görevler de ne tesadüf. Ne büyük tesadüf ki hep bizimle ilgili.Çok enteresan. Varan 1'i anlattık. Şimdi varan 2. Görüldüğü gibi bilirkişi Satılmış Bey'in bize karşı bariz bir art niyeti var. Yani bilir kişilik makamını buradan tenzih ediyorum. Tenzih ediyorum.

Sadece şahsıyla ilgili bu cümleyi kuruyorum. Kesinlikle art niyeti var. İspatlı belgeli. Peki ne oldu biliyor musunuz? 2 Şubat 2024'te İETT hakkında yürütülen bir soruşturmaya yine bilir kişi olarak Satılmış Bey atandı. İETT avukatları kamu ihalelerinde yetkin olmadığı için Satılmış Büyükcanayakın'I bilirkişi olarak atanmasına itiraz etti. Savcı yanıt vermeden tam 6 ay bekledi. 6 ay.

Ağustos ayına geldiğimizde hayır bu soruşturmanın bilir kişisi Satılmış Bey olacaktır dedi. Beklendiği ve istediği istendiği gibi bilirkişi Satılmış Bey hiç şaşırtmayacaktır. İETT aleyhine bir rapor hazırladı.

Asılsız tespitlerle dolu bir rapor. Savcı başka bir bilir kişi kabul etmeyince İETT emekli Sayıştay denetçilerinden oluşan bir gruptan bilimsel uzman görüşü talep etti.

Bilirkişi Satılmış Bey'in raporunun hukuken doğru olmadığını ispatlayan bir rapor gönderdi. Bitmedi. Sırada varan 3 var. Her raporunda bizi ve kurumlarımızı suçlayan bu art niyetliliği ispatlanmış bilirkişiye bir görev daha verildi. Resmen özel olarak sürekli Sayın Bilirkişi bizimle ilgili konulara atanıyordu.

Geçtiğimiz Eylül ayında asfalt firmamız İSFALT ile ilgili yürütülen bir soruşturmada da bilirkişi olarak yine Satılmış Bey tercih edildi.

Savunma avukatlarımız mahkemeye dilekçe vererek bilirkişinin yeterliliği olmadığını belirtti. Pek tabii yine Satılmış Bey'e görevi verdiler. Tahmin ettiğiniz gibi kısa sürede raporunu hazırlayan, çok pratik. Satılmış Bey çok pratik. Kısa sürede raporunu hazırlayan bilirkişi Satılmış Bey şirketimiz ve çalışanlara aleyhine rapor düzenledi.

Tıpkı İETT'de olduğu gibi İsfalt'ta da arkadaşlarımız emekli Sayıştay denetçilerinden bilimsel uzman görüşü talep etti.

Peki Bilirkişi S.b Kimdir?

Tüm davaların bilirkişisi S.B , Bayındırlı ve İskan Bakanlığı'ndan emekli bir vatandaş. Görevi ise ayniyat saymanı. Sonrasında ise bilirkişi olmuş.Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemindeki davalarının bilirkişisi ve İETT soruşturmasının bilirkişisi, 2024 Eylül İSFALT soruşturmasında da bilirkişi olduğu iddia ediliyor. Ayrıca Beşiktaş ve Esenyurt Belediyelerinin soruşturmalarında da olduğu iddia ediliyor.

Kaynak: Sözcü

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *